Lazer Göz Ameliyatı Nedir?
Lazer göz ameliyatı, halk içinde “göz çizdirme” olarak bilinmektedir. Genel uygulamalar miyop, hipermetrop, astigmat ve presbiyopi (yaşa bağlı yakını görememe) şeklinde görme problemlerinin çözümüne yöneliktir.
Bahsi geçen bu nedenler ve daha birçok değişik nedenden ötürü uygulanabilen lazer göz ameliyatı, çeşitli muayene prosedürleri sonrası, hekim tavsiyesi ile yapılmaktadır. Burada dikkat edilecek hususlardan bazıları, hastanın kornea kalınlığı ve şeklinin tedavi için uygunluğudur. Ayrıca hastanın yaşı, sağlık geçmişi ve görme kusurunun numarası da göz lazer ameliyatı için müsait olup olmadığına karar verilmesi açısından önem arz eder.
Lazer son aşama kuvvetli bir ışık türüdür. Günlük yaşamın bir çok alanında yakma, kesme, buharlaştırma şeklinde değişik amaçlarla kullanılmaktadır. Operasyon için kullanılan ışık ile genelde bir kesme ve bölme durumu söz konusu değildir. İşlem esnasında hastanın belli bir noktaya sabit bakması istenmektedir ve korneanın dış yüzeyinde belirli bir bölgeye noktasal olarak lazer ışını gönderilerek göz çizdirme operasyonu uygulanır.
Halk içinde göz çizdirme olarak bilinen lazer göz ameliyatı temel olarak, lazer ışını yardımıyla ışığı süzen şeffaf tabaka olan korneanın yeniden şekillendirilmesi ile belirli koşulları taşıyan miyop, astigmat ve hipermetrop sorunlarının giderilmesidir. Hasta böylece net görüş ve doğru odaklamayı elde etmiş olur.
Lazer Ameliyatı Kimlere Yapılabilir?
• 18 yaşından büyüklere yapılabilmektedir. Çünkü bu yaşa kadar gelişim henüz tamamlanmadığı için gözlük numaralarının büyüme ihtimali söz konusudur. Bu yüzden 18 yaşından küçük kişiler operasyona uygun değildir.
• Kornea kalınlığı müsait olan hastalara yapılabilmektedir. LASIK ve iLASIK lazer uygulamalarından farklı olarak no touch laser uygulaması kornea yapısı ince olan hastalara da uygulanabilmektedir.
• Daha önce katarakt ameliyatı olmuş kişilere ve retinasında yırtık tespit edilmiş kişilere de uygun ön koşullar sağlandıktan sonra uygulanabilmektedir.
• Aşırı yüksek olmayan astigmat ve hipermetrop hastaları ile yüksek numaralı miyop hastalarına da yapılabilmektedir.
• Kornea katmanında çeşitli izler ve lekeler barındıran hastalara uygulanabilmektedir.
Lazer Tedavisi Çeşitleri Nelerdir?
Hastanın hangi türden hangi türden bir tedaviye ihtiyacı olduğuna, hastanın genel sağlık durumu, yaşı, görme sorunu ve kornea yapısına göre çeşitli incelemeler sonucunda doktor tarafından karar verilmektedir. En yaygın yapılan lazer göz ameliyatı çeşitleri şunlardır:
No Touch Lazer (TranskPRK)
No touch laser, uzak ve yakın görme sorunu olan hastalara uygulanabilmektedir. Göze anestezik damla damlatılarak başlatılan işlem 50 saniye ile 1 dakika içinde sürmektedir. İşlem esnasında göze herhangi bir temas söz konusu değildir. Ayrıca no touch laser işlemi öncesinde katarakt ameliyatı olmuş ve retinası yırtığa eğilimli kişilere, uygun koşulları taşımaları halinde uygulanabilmektedir. Son olarak korneası ince ve açısı dik olan hastalara da no touch işlemi uygulamak mümkündür. No touch laser işlemi, temassız bir şekilde yapıldığından ameliyat niteliği taşımamaktadır. Yani katarakt ameliyatı gibi bir uygulama değildir.
LASIK
Lasik yöntemi, senelerdir uygulanan son derece güvenilir bir yöntemdir. Anestezik damla aracılığıyla göz dokusunun uyuşturulması işlemiyle başlanır. bu sayede hasta ameliyat esnasında bir şey hissetmez. Sonrasında mikrokeratom ismi verilen bir alet aracılığıyla korneadan bir kapakçık kaldırılır. Buna korneal flep oluşturulması adı verilmektedir. Korneal flep, geriye doğru katlanarak lazerin uygulanacağı alandan uzaklaştırılır. Kaldırılan kısmın altındaki dokuya excimer lazer ışınları gönderilir. LASIK yöntemi miyop ve hipermetrop problemlerinin giderilmesi için uygun bir yöntemdir. Hasta uygulama sırasında herhangi bir ağrı hissetmez. Görüşte düzelme 3-5 gün içinde tatmin edici sonuçlar vermeye başlar.
iLASIK (Intralase LASIK)
iLASIK yöntemi wavefront teknolojisi ve intralase yani bıçaksız metot kullanılarak yapılmaktadır. Miyop, astigmat, hipermetrop şeklinde görme bozukluğu tedavilerinin haricinde keratokonus tedavisinde kullanılan halkalar için uygun kanal hazırlanmasında ve keratoplasti uygulamasında da bu yöntemden faydalanılmaktadır. LASIK için gerekli olan kesi, bilgisayar sistemi yardımıyla, kontrollü olarak femtosaniye ışınlar ile yapılmaktadır.
iLASIK yönteminde kullanılan wavefront teknolojisi ile hastaların kornea haritasını çıkartmak olanaklıdır. Böylelikle kişiye özel tedavi uygulanabilmektedir. Görme problemlerinin düzeltilmesi haricinde kullanılan lazer tedavileri ise göz kuruluğu, glokom, retina damar problemlerinin giderilmesi için uygulanmaktadır. Bunlar çoğu zaman muayenehane ortamında ve hasta koltuğunda yapılan uygulamalardır. Ameliyat niteliğinde olmayıp ayakta tedavi niteliğindedirler. Bu tedavilerden en yaygın olanları ise şunlardır:
Göz Kuruluğunda Lazer Tedavisi – IPR
Tedavi 15 gün arayla 3-4 seans halinde gerçekleştirilmektedir. IPRL tedavisinde her iki göz kapağına özel bir jel sürüldükten sonrasında, cilt üstüne IRPL lazer uygulaması yapılmaktadır. Uygulama 2 dakika kadar sürmektedir. Uygulama ile tıkalı bezler açılmaktadır. Yüzeydeki yağ tabakası geri gelir ve böylece göz kuruluğu şikayetinde belirgin bir azalma olur. Hasta, tedavi esnasında herhangi bir acı ve ağrı hissetmez.
Göz Tansiyonunda Lazer Tedavisi – SLT
Açık açılı glokom tedavisinde göz içi basıncın düşürülmesi amacıyla uygulanabilmektedir. Doktor tarafınca muayenehane ortamında oldukca kısa bir zaman dilimi içinde uygulanır. SLT ile göz içi basınç 0 oranında düşürülebilmektedir. İlaç ve cerrahi müdahaleye alternatif bir tedavi yöntemidir. İstenildiğinde yeniden uygulanabilmektedir.
YAG Lazer
Uygulama muayenehane ortamında yapılmaktadır. Katarakt ameliyatlarından sonrasında göz içerisine yerleştirilen merceğin arkasındaki zarda zaman içinde matlaşma meydana gelebilmektedir. YAG lazer işlemi ile bu matlaşma giderilir.
Argon Lazer
Uygulama öncesinde göz, damla ile uyuşturulmaktadır. Ayrıca göz bebeğinin büyümesi sağlanır. Tedavi muayenehane ortamında yapılmaktadır. Argon lazer retina damar kanamaları ve retina yırtılmaları tespitinde ve erken tanı durumunda var olan görmenin korunması için uygulanmaktadır.
Ameliyat Öncesi Dikkat Edilmesi Gerekenler Nelerdir?
Lazer göz ameliyatı (göz çizdirme) öncesinde hasta göz ve çevresine herhangi bir makyaj yapmamalıdır ve parfüm kullanmamalıdır. Ayrıca ameliyat günü kan sulandırıcı ilaçlar da kullanmamalıdır. Kontakt lens kullanan hastalar operasyondan birkaç gün önce kontakt lens kullanımını bırakmalıdırlar. Hastanın durumuna hususi olarak dikkat etmesi gereken başka hususlar varsa hekim, hastayı ameliyat öncesi hazırlık aşamasında ne yapması gerektiğiyle alakalı bilgilendirecektir.
Lazer Göz Ameliyatı Nasıl Yapılır?
Halk içinde “göz çizdirme” olarak bilinen No touch lazer, LASIK ve iLASIK için farklı uygulamalar söz konusu olmakla beraber genel prosedürü şu şekilde ilerlemektedir:
• Hasta operasyonun yapılacağı alana girer ve lazer yatağına sırtüstü uzanması sağlanır.
• Bir gözü açık duracak şekilde hastanın göz çevresi, sterilize bir örtüyle kapatılmaktadır.
• Damla anestezi yöntemiyle göz uyuşturulmaktadır. Hasta işlem esnasında hiç bir ağrı hissetmez.
• İhtiyaç görülmesi halinde işlem esnasında heyecanlanmaması için hastaya sakinleştirici verilebilmektedir. • Damla dökülüp uyuşturulan gözün etrafı iyice temizlenmektedir.
• Uygulama tek bir günde iki farklı göz içinde yapılabilmektedir.
• Operasyon esnasında göz kapağının açık tutulması için ekartör yerleştirilir ve böylece operasyona başlanır. Operasyon prosedürleri her bir tedavi çeşidi için giriş aşamasından sonrasında farklılık göstermektedir.
No touch laser uygulamasında göze herhangi bir temas olmadan hastanın kornea bölgesine 50 saniye ve bir dakika içinde lazer işlemi (göz çizdirme) uygulanmaktadır.
LASIK yönteminde mikrokeratom aracılığı ile korneal flep oluşturulmaktadır. Korneal frebin oluşturulmasından sonrasında kaldırılan kısmın altına lazer göz ameliyatı yapılmaktadır.
iLASİK yönteminde ise LASİK için gerekli olan kesi bilgisayar sistemiyle oluşturulmaktadır. Sonrasında korneaya lazer ışınları gönderilerek tedavi gerçekleştirilmektedir.
Hasta ameliyattan sonrasında ortalama otuz dakika süresince müşade altında tutulmaktadır. Uygulanan operasyonun türüne göre ilk birkaç gün bulanık görme ve batma hissi yaşanabilmektedir.
Operasyon sonrasında hastaların hastanede kalmasına gerek yoktur. Hastalar birkaç saat içinde hemen taburcu edilirler
Ameliyat Sonrası Dikkat Edilmesi Gerekenler Nelerdir?
• Doktor tarafından verilen damlalar ve ilaçlar özenle kullanılmalıdır.
• Bir hafta kadar göze darbe almamak ve sert hareketlerle ovuşturmamak gerekmektedir.
• İlk 1 ay spor aktiviteleri koruyucu gözlüklerle yapılmalıdır.
• Ameliyattan sonraki birkaç gün boyunca göze su değmemelidir.
• UV ışıktan mümkün olduğunca korunulmalıdır, gün ışığının keskin olduğu saatlerde güneş gözlüğü kullanılmalıdır.
• Ameliyattan hemen sonra araç kullanılmamalıdır.
• İlk hafta özellikle efor isteyen yorucu işlerden kaçınılmalıdır.
• Doktorun belirttiği sürede düzenli kontrollerin yapılması aksatılmamalıdır.
Akıllı Lens Ameliyatı (Göz İçi Mercek)
Son zamanlarda herkesin sıklıkla söz ettiği Akıllı lensler aslında oftalmolojide tıbbi adıyla multifokal ve trifokal olarak adlandırılan çok odaklı göz içi lensleridir. Halk arasında “Akıllı Lens” diye adlandırılan bu göz içi lensleri katarakt ameliyatları sırasında uygun vakalara uzun süredir kullanılmaktadır. Göz içi lensleri, monofokal tek odaklı, multifokal çok odaklı ve trifokal 3 odaklı olarak ayrılır.
Katarakt ameliyatında monofokal tek odaklı lens takılan hastalar ameliyattan sonra uzak gözlüğü genel olarak kullanmamakta ancak yakın okuma için gözlük kullanmaktadır.
Çok odaklı mercek (multifokal) takılanlar ise hem uzak hem yakında gözlük takma mecburiyeti duymaz. Katarakt ameliyatında çok odaklı lens takılan kişiler gözlüksüz kitap okuyabilir, bilgisayar kullanabilir ve televizyon seyredebilir ve günlük yaşamına gözlüksüz devam edebilirler.
Katarakt ameliyatı sırasında hastaya hangi merceğin uygun olacağına muayene sırasında detaylı tetkikler yapılarak gözün yapısına göre doktor tarafından karar verilir.
Akıllı Lens Nedir (Göz İçi Mercek)?
Gözün içinde herkeste doğal bir lens vardır. Bu lens saydam ve elastiktir. Yakına ve uzağa her bakışımızda bu lens esnekliği sayesinde şekil değiştirerek bakılan uzaklığa odaklanmaktadır. Böylece hem uzak hem de yakın net görülür.
Yaş İlerledikçe gözümüzde bulunan doğal lens ilk olarak esnekliğini kaybeder, yakına bakarken şekil değiştiremez ve yakına odaklanamaz hale gelir. Daha da ileriki yaşlarda saydamlığını kaybeder ve katarakt oluşur.
Genellikle 40 yaş sonrası esnekliğini kaybeden kendi lensimiz yenisi ile değiştirilebilir özelliktedir. Özelliklerini kaybederek deforme olan yani eskiyen doğal lensin yerine Akıllı Lens (göz içi mercek) adı verilen yapay mercek konulur. Bu yeni mercek artık hem uzağa, hem ara mesafeye hem de yakına odaklanabilme özelliğine sahip olup, her mesafede net bir görüş sağlar.
Akıllı Lens (Göz İçi Lens) takılan hastada göz numarası bir daha ilerlemez. Katarakt ameliyatı bir kez yapılır ve gözde bir daha katarakt oluşmaz.
Akıllı Lens kimlere takılabilir?
Genellikle 40 yaşını geçmiş uzakta veya yakında ya da her ikisinde görme sorunu yaşayan ve gözlüklerinden ömür boyu kurtulmak isteyen kişiler bu operasyon için adaydır. Katarakt başlangıç yaşı artık çevre şartlarından dolayı daha da erkene düşmüştür. Çok odaklı lens takılan her göz hem uzağı hem yakını görebilmektedir.
Daha genç yaştaki hastalarda ise göz numarası lazerle düzeltilemeyecek kadar çok yüksekse yine Akıllı Lens tedavisi ne başvurulabilmektedir.
Eğer kişide katarakt varsa ve katarakt ameliyatından sonra hem uzağı hem de yakını gözlüksüz görmek istiyorsa yine akıllı lens ilk tercihtir.
Önceden lazerle göz numarası düzeltilmiş kişilere de, katarakt oluştuktan sonra uzağı veya yakını görememe sorunu yaşıyorlarsa akıllı lens uygulanabilmektedir.
Akıllı Lens (Göz İçi Lens) Operasyonu Nasıl Olur?
İki göze farklı günlerde operasyon yapılır. İki göz arasında hastanın şartlarına göre birkaç gün veya 1 hafta ara verilir. İşlem her göz için yaklaşık 10 dakika sürer. Gözler göz damlası ile uyuşturulur. Genel anestezi (özel durumlar dışında), bayıltma veya hastanede gece yatma söz konusu değildir. Ağrısız bir operasyondur. Gözün içindeki doğal lens çıkartılarak, yuvasına akıllı göz içi mercek takılır. Ameliyat sonrası göz bandajla kapatılır, hasta evine gider, o gece göz bantla kapalı kalır ve ertesi gün kontrol sırasında hekim tarafından bandaj açılır. Hasta aynı gün görmeye başlar ve normal yaşamına döner.
Birkaç gün içinde diğer göze de aynı işlemler uygulanır. Bir süre damla kullanımının dışında haftalık ve aylık kontroller yapılır.
Çok Odaklı Merceğin Yani Akıllı Lenslerin Önemi Nedir?
Gözlerde yakın, uzak ve orta mesafede net görüş sağlarlar ve ömürlük akıllı lens olarak bilinirler.
Akıllı lenslerin en önemli özelliği, ara mesafede sağladığı netliktir. Bilgisayar kullanım mesafesi, televizyon izleme mesafesi, mutfak tezgâhına erişim mesafesi gibi görme kalitesinin en önemli olması gereken mesafelerde de net görüş elde edilir.
Göz içine yerleştirilen göz içi merceğin kalitesi ve cinsi hastaların operasyon sonrası göz sağlıklarını ve görme kalitelerini belirler.
Katarakt ile birlikte ameliyat sonrası görme bozukluklarının ortadan kaldırılmasına yardımcı olur. Kişinin gözündeki miyop-hipermetrop-astigmat bozukluklarına ve göz yapısına özel çeşitleri vardır.
Gözde net bir görüş sağlanmaktadır.
ReLEx SMILE lazer en yeni yani 3. kuşak lazer refraksiyon cerrahisidir. LASIK’de lazer uygulayabilmek için büyük bir kesi gerekirken, bu kesi ReLEx SMILE’de 2 mm’ye kadar düşmektedir.
Bıçaksız lazer tedavilerinde bir devrim niteliği taşıyan ve özellikle yüksek miyoplarda oldukça iyi sonuçlar veren ReLEx SMILE tedavisinde bütün cerrahi basamaklar tek lazerde ve bıçaksız olarak yapılmaktadır. Femto LASIK yöntemine göre çok daha küçük kesi ile disk çıkarılması (lentikül) şeklinde gerçekleştirilmektedir. Bu sayede yüksek numaralı hastaların güvenli tedavi, daha az batma, yanma, daha hızlı iyileşme ve daha az kuru göz problemi ile karşılaşma gibi avantajları da bulunmaktadır.
ReLEx SMILE lazer cerrahisi, Carl Zeiss Meditec’in patentli teknolojisi olan VisuMax femtosaniye lazer kullanılarak gerçekleştirilir ve FDA tarafından onaylıdır. SMILE prosedüründe, cerrah korneada küçük, lens şeklinde bir doku (lentikül) oluşturmak için femtosaniye lazer kullanır. Daha sonra aynı lazerle kornea yüzeyinde küçük bir yay şeklinde kesi yapılarak cerrah bu kesiden lentikülü çıkarır. Minik lentikül çıkarıldığında, miyopi düzeltilerek kornea şekli değiştirilmiş olur. Kornea kesisi dikişsiz birkaç gün içinde iyileşir ve keskin görme çok hızlı gerçekleşir.
ReLEx SMILE Lazer Adayları Kimlerdir?
Aktif bir yaşam tarzınız veya işiniz varsa, SMILE sizin için LASIK veya benzer prosedürlerden daha iyi bir seçenek olabilir. Eğer oldukça aktif iseniz, yanlışlıkla kornea flep’ini yerinden oynatarak sorunlara neden olabilirsiniz. SMILE, korneada LASIK gibi bir flep kesmeyi içermediği için flep oluşturma sonrasında yaşanabilecek komplikasyonlar da devre dışı bırakılmış olur.
Bu sebeple aktif yaşam tarzına sahip kişiler ve profesyonel sporcular için ReLex SMILE Lazer yöntemi en uygun operasyon yöntemi olarak karşımıza çıkmaktadır.
ReLEx SMILE Lazer Kimlere Uygulanabilir?
• 18 Yaş Veya Daha Büyük Olmalısınız.
• Son Bir Yıl Içinde Göz Numaralarınız Değişmemiş Olmalıdır.
• Miyopiniz -1.00 Ila -10.00 Dereceler Arasında Olmalı, Astigmatınız Ise -5.00 Dereceden Büyük Olmamalıdır.
• Genel Göz Ve Kornea Sağlık Durumunuz Uygun Olmalıdır.
• ReLEx SMILE’ın Sizin Için Neler Yapabileceği Veya Yapamayacağı Konusunda Gerçekçi Beklentileriniz Olması Gerekir.
ReLEx SMILE Lazer Kimlere Uygulanamaz?
• Numaraları Değişmekte Olan Hastalar.
• Hipermetropi Hastaları (SMILE Ile Hipermetropi Tedavisi Çalışmaları Devam Etmekte; Ileriki Dönemlerde Hipermetropi Hastalarına Da Uygulanabileceği Düşünülmektedir.)
• 18 Yaşından Küçük Olanlar.
• İyileşmeyi Etkileyebilecek Cilt Veya Başka Hastalıkların Mevcudiyeti.
• Aşırı Skar Veya Keloid Oluşumu.
• Kornea Dejenerasyon Veya Hastalığı Olanlar.
• İleri Glokom Hastalığı Olanlar.
• Görmeyi Etkileyen Bir Katarakt Rahatsızlığı Olanlar.
• Kontrolsüz Diyabet.
• Belirli Göz Enfeksiyonu Geçmişi Olanlar.
• Hamilelik Veya Emzirme Döneminde Olanlar.
ReLEx SMILE Lazer Sırasında Yaşayacaklarınız
Ameliyat öncesi çok detaylı bir göz muayenesi ve tetkikleri sonucu öncelikli olarak göz yapınızın SMILE cerrahisine uygun olup olmadığı değerlendirilmelidir. Ameliyat sırasında yaklaşık 27 saniye süren bir lazer prosedürü vardır. Gözlerinizi oynatmanızı engelleyen bir vakum halkası yerleştirilmesi sonrası lazer uygulanır ve doktorunuz kornea içinde oluşturulan parçayı sadece 2 mm olan bir kesiden dışarı çıkartır. Ameliyat sonrası kalan günde istirahat etmeniz önerilir.
Gün boyu sürecek olan sulanma, ışıklarda parlama ve gözlerde hassasiyet tamamen normal ve kullanılan damlalarla azalması sağlanmaktadır.
ReLEx SMILE Lazer’in Faydaları Nelerdir?
Korneal flep oluşturmak için büyük bir kesi oluşturulmadığı için flep dokusuna ait komplikasyonlar beklenmez. Ameliyat hemen sonrasında flep katlanma ve yerine oturmama gibi komplikasyonlar da beklenmez. Uzun dönemde de göz üzerine olabilecek herhangi bir travmada kapakçığın yerinden oynaması riski yok edilmiş olur. Daha az bir kornea kesisi oluşturulduğundan, kesilen sinir sayısı daha az ve his kaybına bağlı ortaya çıkan göz kuruluğu minimal seviyelere indirgenir. Yapılan işlem neticesinde hasta görme konforuna tekrar kavuşmuş olur.
SMILE yüksek görme kusurlarında kullanılabildiği için (miyopta 10 , astigmatta 5 dereceye kadar) yüksek bir görme kalitesi sağlar. Bu derecelerin üzerindeki hastalarda ise işlem sonrası yine derece düşeceği için hasta memnuniyet sağlanacaktır.
Katarakt, yaşlanmaya bağlı olarak oluşan görme bozukluklarının başında gelmektedir. Dünyada görme kaybına en çok neden olan göz hastalıklarından biridir. İnsan gözü yaşlanma sürecinden en çok etkilenen duyu organlarından biridir. Görme duyusu yaşa bağlı olarak etkilenebildiği gibi çeşitli çevresel faktörler ve diğer fiziksel süreçlerin sonucunda da etkilenebilmektedir.
Yaşlandıkça yapısı değişen doğal göz içi lensin, uyumluluk yeteneği zamanla azalmaktadır. Lensin etrafında yeni lif tabakaları oluşmaktadır. Lens çekirdeğinin fizyolojik olarak değişime uğradığı bu sürecin sonunda lens çekirdeği üzerinde çeşitli lekelenmeler oluşur.
Katarakt başlangıç aşamasındayken daha güçlü bir ortam aydınlatması ve gözlükler görmemizin iyileşmesine katkı sağlayabilmektedir. Zamanla katarakt ilerledikçe günlük aktiviteleri ciddi biçimde etkiler. Hastalık ilerlediğinde tedaviye yönelik kalıcı çözüm ise yapısı değişen göz lensinin çıkartılarak yerine yeni bir yapay merceğin yerleştirilmesidir. Katarakt ameliyatı dışındaki herhangi bir tedaviyle normal görüşün geri getirilmesi mümkün değildir.
Katarakt Nedir?
Katarakt, göz içindeki görevi dışarıdan gelen görüntüyü retinaya ulaştırarak görmemizi sağlayan merceğin saydamlığını yitirmesidir. Gözün renkli kısmını oluşturan iris adlı bölümün arkasında yer alan göz merceğinin yapısındaki kristalin adlı proteinlerde çeşitli kimyasal değişiklikler oluşur. Bu değişiklikler sonucunda, yüksek seviyede moleküler ağırlıklı protein kümeleri meydana gelir. Merceğin dokusunda yaşanan bu değişimle ortaya çıkan göz saydamlığını yitirir. Işık sağlıklı bir şekilde retinaya ulaşmaz ve görme kaybı yaşanır.
Bu durumun temel nedeni gözde oluşan lekelenmeler sonucu dışarıdan göz giren ışığın dağılımının sekteye uğraması ve görüntünün retinaya sağlıklı bir şekilde düşmemesidir. Görme bulanıklığı belli bir seviyeye geldiğinde tedavi edilmelidir.
Katarakt ilerledikçe ışığa adaptasyon yavaşlar ve loş ışıkta görme zorlukları meydana çıkar. Tedavi edilmezse hasta günlük aktivitelerini gerçekleştiremez hale gelir. Sonuç olarak gözümüzü bir fotoğraf makinası gibi düşünürsek, katarakt hastalığını makinenin önündeki lensin merceğinin buzlanması olarak görebiliriz.
Katarakt Neden Olur?
Katarakt, göz merceğinin yaşlanması nedeniyle ortaya çıkar. Göz merceğimiz en erken yaşlanan dokularındandır. Görme sorunu olmayan insanlarda bile 40’lı yaşların başında yakını görme sorunu baş gösterebilmektedir. Böylece yakın gözlük ihtiyacı ortaya çıkabilir. Sonrasında ise 60’lı yaşlardan itibaren saydamlığını yitirmeye başlayan göz merceğimizde katarakt oluşum riski çok yükselir.
Katarakt, sadece yaşlı hastalarda görülür diye kesin bir bilgi yoktur. Genel olarak 40 yaşın üzeri hastalardaki vakalar, yaşa bağlı olarak ortaya çıkabilir. Bu açıdan yaklaşıldığında kataraktın hem bir hastalık hem de yaşlanmamızın doğal bir sonucu olduğunu söylememiz doğru olacaktır. Bu yüzden katarakt ameliyatı, dünyada en çok yapılan ameliyatlardan biridir.
Katarakt Belirtileri Nelerdir?
Katarakt belirtileri, hastalığının başında görme kaybı hafif bulanıklık, algılanan renklerde solma, özellikle gece ışıklarda dağılma ile başlar. Hastalığın ileri aşamalarında hem yakın görme hem de uzak görme ileri derecede bozulmaktadır. Kataraktı olan insanlar için görüş, buzlu veya buğulu bir pencereden bakmak gibidir.
Hastalık ilerledikçe ortaya çıkan bulanık görme, okumayı, araba kullanmayı ve detayları görmeyi zorlaştırır. Hastalığın çoğu tipi yavaş gelişir ve erken dönemde kişinin görüşündeki bulanıklık kişiye rahatsızlık vermemektedir. Katarakt belirtileri aşağıdaki gibidir:
• Okuma zorluğu,
• Görmede yavaş yavaş azalma,
• Işığa karşı hassasiyet,
• Çift görme,
• Renklerde soluklaşma ve sararma,
• Gözlük numaralarının sık değişmesi,
• Gece görüşünde bozukluk,
gibi genel belirtilerle karşılaşabilirsiniz.
Katarakt Türleri Nelerdir?
Katarakt, genellikle yaşlanmaya bağlı bir görme problemi olarak bilinmektedir. En genel bakış ile hastalığı üç temel tipe ayırabilmekle beraber, toplamda 5 farklı türdedir.
Senil Tip: En sık görülen türüdür. Yaşa bağlı olarak gelişmektedir. Genellikle 50 yaş sonrası başlayan ve 60 yaş sonrasında katarakt ameliyatı ihtiyacı ortaya çıkabilen bir türdür.
Subkapsüler Tip: Lensin arka yüzünde gelişir diğer türlere göre daha hızlı ilerler görmeyi de erken evrede bozabilmektedir.
Kortikal Tip: Göz merceğinin kenar taraflarından gelişen türündendir. Hem uzak hem de yakın görüş eşit düzeyde etkilenmektedir.
Konjenital (doğuştan) Tip: Doğuştan olan bir türüdür. Bebeğin bir veya iki gözünde oluşabilmektedir.
Darbeye Bağlı (travma sonucu) Tip: Hastalığın bu tipi, travmaya bağlı olan hemen sonra ya da yıllar içinde de gelişebilmektedir.
Katarakt Riskleri Nelerdir?
Katarakt, orta yaş üstü kişilerde sık rastlanan bir göz hastalığı olmakla beraber;
• Şeker hastalığı,
• Yeni doğan bebeklerde anne karnında yaşanan süreçlerin sonucunda,
• Göze gelen fiziksel darbeler sonucu yaşanan göz travmaları,
• Üveit gibi göz hastalıkları,
• Genetik faktörler,
• Geçirilen göz ameliyatları,
• Uzun süre şiddetli ışığa maruz kalınması
• Kortizonlu ilaç kullanımı sağlayan daha alt yaş grubundaki kişilerde,
hastalık görülebilmektedir.
“Katarakttan nasıl korunurum?” sorusu özellikle belli bir yaş grubu üzerindeki insanların sık sorduğu sorulardan biridir. Katarakt hastalığından korunmanın en iyi yolu göz sağlığınızı bozma ihtimallerini tetikleyen en önemli unsurlardan biri olan sigara kullanımını bırakmak veya hiç kullanmamaktır.
Katarakt Tanısı Nasıl Koyulur?
Katarakt tanısı, göz doktorunun yapacağı detaylı göz muayenesi sonucunda koyulmaktadır. Muayene esnasındaki önemli hususlar: hastalığın hastadaki tipini belirlemek, hastada başka görme problemi olup olmadığını ortaya çıkartmak ve ameliyatın hasta için risk unsuru olup olmadığını belirlemek dışında hangi tedavinin uygulanabileceğine karar vermektir.
Muayene esnasında gözlük kullanımının hastanın görme düzeyini etkileyip etkilemediği ortaya çıkarılmaya çalışılır. Hastanın göz içi basıncı ölçülür ve göz bebeğinde herhangi bir büyüme olup olmadığı kontrol edilmektedir. Son olarak hastanın göz dibi muayenesi gerçekleştirilerek farklı bir retinal problem olup olmadığı araştırılarak muayene sonlandırılır.
Sarı nokta hastalığı gibi bir retinal problemin olup olmadığı göz tomografisi ile ayrıntı şekilde belirlenmektedir. Tüm bu işlemler sonucunda hastaya tanı koyulursa ameliyatın gerekli olup olmadığını üzerinde durulmaktadır. Katarakt ameliyatı için zaruri bir durum ortaya çıkmışsa hasta bu noktada ameliyatın gerekliliği ve varsa riskleri konusunda bilgilendirilmektedir. Katarakt ameliyatı için karar verilme durumunda ise göze yerleştirilecek mercek tipine hastayla konuşularak karar verilir.
Katarakt Tedavisi Nasıl Olur?
Katarakt ameliyatı, tedavi için kalıcı olan tek yöntemdir. Çoğu göz doktoru, hastalık kişinin yaşam kalitesini etkilemeye başladığında yani gece kitap okumak veya araba kullanmak gibi normal günlük aktivitelerinizi gerçekleştirmenizi engellediğinde ameliyat seçeneğini önermektedir. Ameliyat dışında herhangi bir tedaviyle hastanın sağlıklı bir görüş elde etmesinin imkanı yoktur.
Kesin ve kalıcı tedavi şekli cerrahi yöntemdir. İlaçla veya gözlükle tedavi edilebilen bir rahatsızlık değildir. İlerlemesini durdurabilecek etkili bir yöntem bulunmamaktadır.
Katarakt ameliyatı için en yaygın olarak bilinen yöntem ise FAKO yöntemidir. FAKO yöntemi ile saydamlığını yitirmiş göz içi merceği ultrason ile eritilir ve yerine esneyebilir yapay lens yerleştirilir. Cerrahi operasyon ameliyathane koşullarında ve özel ameliyat mikroskoplarıyla uygulanır.
Katarakt cerrahisi için önemli olan bir diğer unsur da göz içine yerleştirilecek olan merceklerin sahip olduğu teknolojidir. Hasta için tedavi sonucunu belirleyen temel unsurlardandır. Hastalara cerrahi müdahale ile uzak, yakın ve hem uzak hem de yakın ve orta mesafeyi görebilecekleri tedavi seçenekleri sunulmaktadır. Hastanın seçimi ve genel sağlık durumuna uygun göz içi lenslerden biri seçilerek operasyon gerçekleştirilmektedir.
Göz içi mercekler tek odaklı, çift odaklı ve üç odaklı olarak üçe ayrılırlar. Üç odaklı yani trifokal lens kullanımı sonucunda hastalar tedavi sonucunda gözlük kullanmak zorunda kalmazlar.
Katarakt Ameliyatı Nasıl Olur?
Katarakt ameliyatı, fizyolojik yapısı değişmiş ve sağlıklı bir şekilde görmeyi engelleyen doğal göz merceğinin çıkartılarak yerine şeffaf bir yapay göz içi merceğin koyulmasını içerir. Bu yeni mercek gözün bundan sonraki kalıcı bir parçası olarak işlev görür.
Ameliyat ağrısız bir şekilde lokal anestezi yöntemi ile yapılmaktadır. Ameliyattan öncesi damla anestezi yöntemiyle gözün uyuşturulması sağlanır. Hastaların, operasyon sonrasında hastanede kalmasına gerek yoktur. Ayakta tedavi niteliğindedir. Hastalar aynı gün evlerine dönebilirler.
Her iki gözde de ameliyat ihtiyacı söz konusu ise ilk operasyon yapılan gözün iyileşmesinden sonra ikinci ameliyat gerçekleştirilmektedir. Bu ikinci ameliyatta da ilk ameliyatta olan işlem uygulanarak işlevini kaybetmiş doğal göz merceği yerine gözün içine yapay mercek yerleştirilir. Katarakt ameliyatı sonrası ilk birkaç gün bazı rahatsızlıkların hissedilmesi normaldir. Tam iyileşme genellikle 7-8 hafta arasında gerçekleşmektedir.
Katarakt ameliyatı tedavi için tek kalıcı yöntem olmakla beraber gözün içerisinde yer alan doğal merceğinin yerine yerleştirilen akıllı lensler (trifokal mercekler) ile hastalar tüm görüş mesafesinde net bir görüş elde edebilmektedir. Bu lensin çalışma prensibi doğal göz merceğimizle birebirdir. Yakına ve uzağa her bakışımızda bu lens esnekliği sayesinde şekil değiştirerek bakılan yere odaklanabilmektedir. Akıllı lens ameliyatından sonra hastanın gözlük kullanımına gereksinimi kalmaz.